27 MAYIS 1960 Yılında yapılan darbenin ardından kurulan,düzmece mahkeme'de görülen davalar 9 ay 25 günde yapılan 202 duruşma sonunda karara bağlanmıştı.
15 İdam'dan 12'si müebbet hapse çevrilmişti.
Adnan Menderes,Hasan Polatkan ve Fatin Rüştü Zorlu hakkında verilen idam cezasını ise mahmkeme onadı....
Darağacına ilkönce Demokrat Parti iktidarının faal Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu çıkarılacaktı.
Zorlu'nun yaptığı mühim hizmetlerden birisi ''Londra Antlaşması'' ile Kıbrıs'ta Türkiye'nin ''Garantör Devlet'' olmasını temin etmesiydi.
Bu anlaşmaya dayanılarak 1974'te Kıbrıs'a müdahale edilecek ve büyük bir katliam engellenecekti..
İdamın infaz edileceği Zorlu'ya bildirildiğinde işte bu anlaşmayı hatırlatmış ve şöyle demişti:
''Beni asabilirsiniz,ama şu anda Kıbrıs'ta Türk bayrağı var,Mehmetçik var; bunu tarihten silemezsiniz...
Zorlu son derece metindi. ''Vakit geldi haydi'' denildiğinde,hiç telaş etmeden kapatıldığı hücreden çıktı ve vakur bir şekilde darağacının olduğu yere doğru yürümeye başladı.
Sehpanın yanına geldiğinde Zorlu,Başsavcıya dönerek: ''Ben Mason değilim! Allah da biliyor ki dinime çok bağlıyım.Bırakın iki rekat namaz kılayım'' dedi.Bu son arzusu idi...
Abdest aldı,iki rekat namaz kıldı.
Namazını huşu içinde kılarak Allah'a dua etti..
Sonra.''Evet beyler buyrun!'' dedi..
Hoca efendinin telkinini aynen tekrarladı..
Eşhedü en la ilahe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abdühü ve Resulühü'' dedi.
Elleri arkadan bağlanmak istenince kabul etmedi, önden bağlanmasını istedi.Fakat bu isteği reddedildi.
Başsavcı Zorluya, ''Bir isteğin varmı?'' diye sordu..
''Ne diyeceğim olacak? Muradınıza erdiniz! bu gece rahat uyuyabilirsiniz dedi..
Cellat heyecandan tir tir titriyordu..
''OĞLUM NE TİTRİYORSUN? İLMİK SENİN DEĞİL BENİM BOYNUMA GEÇECEK!'' dedi...
Zorlu daha sonra,''ALLAH Memleketi korusun Millete zeval vermesin haydi Allahaısmarladık'' dedikten sonra ayağının altındaki sandalyeye bir tekme vurdu..
Sandalye masanın üzerinden yuvarlandı...
Oradakiler bu anı dehşetle izliyordu...
Zorlu'nun boyu uzun olduğu için ayakları masanın üzerine değmekteydi..
Cellat yine elleri titreye titreye masayı Zorlu'nun ayağının altından çekti.
Tarih 16 Eylül 1961 idi.Vakit ise sabaha karşı 5 sularıydı...
- POLATKAN'IN İDAMI-
Zorlu'nun idamından 15 dakika sonra da darağacına Hasan Polatkan çıkarılacaktı..
Polatkan o sırada henüz 46 yaşındaydı...
Genç yaşta Eskişehirden Demokrat Parti milletvekili seçilmiş ve önce Çalışma, sonra Maliye Bakanı olmuştu.
Fabrika,yol ,baraj yapımında kaynak bulmak için büyük gayret sarfetmişti.
İşte şimdi o da idam sehpasındaydı..
Darağacına çıkmadan önce kelime-i şehadet getirdi.
Orada bulunanlara:'' Suçsuzluğum konusunda vicdanen müsterihim'' dedi..
Cellat kendisine verilen emri yerine getirdi...
- Sıra MENDERES'te-
Mahkumlar,17 Eylül 1961 günü olağanüstü gelişmeler yaşandığının farkındaydı.
Adadaki görevliler sağa sola koşturuyor,telsizlerden. ''Ameliyat hazır...Ameliyat hazır.... '' cümleleri dökülüyordu...
Mahkumlara pencereden bakmamaları tembihlenmişti...
İçlerinden bazıları bir köşeye çekilmiş gözyaşı dökerken.bazıları da kur'an-ı kerim okuyup Menderese dua ediyorlardı..
Saat 13' e doğru ''Ameliyat doktorları geldi'' anonsu telsizlerden duyuldu.
Adnan Menderes gayet sakindi. O sabah erkenden abdest almış,ebedi aleme doğru yola çıkmaya hazırlanmıştı.
27 Mayıs 1960'tan sonra öyle günler yaşamıştıki.adeta hergün idam sehpasına çıkar gibiydi.
Hakaretler,küfürler,işkenceler,zehirlemeler,ruhen çökertme taktikleri.Zindan içerisinde zindandı onun yaşadıkları.
Görevliler içeri girdiğinde,Adnan Menderes başını elleri arasına almış hala düşünüyordu.
Bir görevli ''vakit geldi'' dedi.Menderes ağır ağır yerinden kalktı.
Oğlu Yüksel Menderes'e verilmek üzere yazdığı vasiyetini teslim etti.
''Ben Hazırım Gidelim'' dedi..
Hava pırıl pırıldı.Yapraklar kıpırdamıyor,kuşlar ötmüyordu.Etrafa derin bir sessizlik çökmüş adeta zaman durmuştu.
Menderes vakur adımlarla darağacına çıktı.Kelime-i şehadeti söyledi.
Tam ilmik boğazına geçirildiği anda ''ALLAH'' diye bağırdı..
İşte tam o anda oradakiler dehşet içinde bırakan bir hadise yaşanmaya başladı.
Masmavi gökyüzü birden kararmaya başladı.Az önce etrafa ışık saçan güneş gitmiş yerine kapkara bulutlar gelmişti.
Akabinde fırtına ile birlikte dolu ve yağmur yağmaya başlamıştı.
Garip olan, yağmurun sadece idam sehpasına yağması idi.
Ambulans mezarın bulunduğu yere gelinceye kadar,yağmur bulutları üzerinden ayrılmamıştı.Yağmur sadece mezarın üstüne yağıyor diğer tarafları ıslatmıyordu bile..
Bu üç Politikacıyı idam ettiren 38 ihtilalci ile onların yardımcıları,sonraki yıllarda unutulup gitti.. Sadece yaptıkları nefretle anıldı....
Darağacında can veren üç masum ve mazlum insan her zaman sevgiyle yadedildi....
NUR İÇİNDE YATIN MENDERES VE ARKADAŞLARI....
Yorum yazarak Sakarya’dan Haber Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Sakarya’dan Haber hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Sakarya’dan Haber editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Sakarya’dan Haber değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Sakarya’dan Haber Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Sakarya’dan Haber hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Sakarya’dan Haber editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Sakarya’dan Haber değil haberi geçen ajanstır.