Psikoloji Neden Açık Öğretim Olmamalı?

Ankara Üniversitesi psikoloji bölümü öğrencisi Yaren Köse

Psikoloji Neden Açık Öğretim Olmamalı?

13 Temmuz 2020 tarihinde İstanbul Üniversitesi Eğitim Bilgi Sistemleri üzerinden Açık ve Uzaktan Eğitim Lisans programında Psikoloji eğitimi yapacağını duyurdu.

Son birkaç gündür gündemde sıklıkla karşılaştığımız, açık öğretim fakültesinde açılmış olan psikoloji bölümü hakkındaki tartışmalar devam etmekte. Peki bu konunun değeri ve önemi nedir?

Psikoloji, 4 yıllık lisans eğitimi sürecinde içerisinde uygulamalı derslerin bulunduğu, öğrencilere ölçme ve değerlendirme becerilerinin kazandırıldığı, birçok üniversitede öğrencilerin staj yapma ve tez yazma sürecinden geçirildiği, onlarca alana ayrılan ve yaygın kanının aksine Türk Psikologlar Derneği tarafından akredite edilmiş üniversitelerin EA alanında yüksek puan ve iyi sıralamalarda alım yaptığı bir bölümdür.

Psikoloji, insan ve hayvan davranışını, zihnini inceleyen bir bilim dalıdır, bu alanda uzman olan ve aynı zamanda araştırma yapan kişilere psikolog denmektedir. Psikoloji, öğrencilere 4 yıllık lisans eğitimi içerisinde bile ancak birkaç metrekaresinin gösterilebildiği büyük bir denizdir. Mezunlar, bu 4 yıllık eğitimden sonra seçtikleri alanlarda uzmanlaşmak ve bilgilerini arttırmak üzere çalışmalarını ve deneyimlerini sürekli devam ettirmektedir.

Psikoloji bilimi her ne kadar bireyi incelese de, bireylerin bir toplumu oluşturan her bir parçayı temsil ettiği düşünülürse bu alanın önemi herkesi yakından ilgilendirmelidir. Bu bağlamda, psikolog olmak beraberinde alanında yetkin olmayı, pratik beceriye ve iletişim becerilerine sahip olmayı gerektirmektedir. İlgilendiği alan insan olan dinamik bir bölümün, yüz yüze eğitim ve deneyim olmaksızın okunması bu özelliklere sahip nitelikli psikologların yetişmesinin önünü tıkayacaktır.

Ülkemizde ne yazık ki insan bilimleriyle ilgili alanlarda nitelikli ve alanında yetkin bireyler konusunda eksiklikler bulunmaktadır. Psikoloji de yavaş yavaş bu alanlar arasında yerini almaya başlamıştır. Bunun birçok nedeni olabilir, benim aklıma gelen en önemli nedenlerden bahsetmek istiyorum.

Öncelikle şuanda psikoloji bölümü, ülkemizde bazılarının kontenjanı dahi dolmamış 102 farklı lisans programında bulunmaktadır. İlk başta 30-40 arası kontenjanla alım yapılıyorken birçok üniversitede bu rakam zamanla 60-70’in üzerine çıkmış; en son 100-110 civarı alıma ulaşmıştır. Bu durum hem kontenjanların hem de eğitim veren kurumların sayısının artması açısından değerlendirildiğinde her geçen yıl mezun sayısı artmakla birlikte öğrencilere verilen eğitimin kalitesi düşmektedir.

İkinci bahsedeceğim konu, yine sıklıkla eleştirilen bir konudur. Sosyal medyanın da hayatlarımızla içselleştirilmesiyle birlikte başta instagram, facebook gibi pek çok mecrada parayla “sertifikalı” eğitim satıldığını görmekteyiz. Bu eğitim kurumlarının yeterince denetlenmediği kanısındayım; kimisi eğitime aldıkları kişilerin psikolog olup olmamasına bakmıyor bile. Bunun yanında PDR (psikolojik danışmanlık ve rehberlik) mezunlarının bu tarz kurumlardan aldıkları eğitimlerle “terapi” yaptığını görmekteyiz, kaldı ki “terapist” olabilmek ve “terapi” yapabilmek için bile klinik psikoloji alanında yüksek lisans yapmış olmak gerekmekteyken yani terapi uygulayabilmek için sadece psikoloji mezunu olmak bile yeterli değilken bu hareket yasal olmamakla birlikte toplumun ruh sağlığıyla oynamaktır. Yine sosyal medyada sıklıkla karşılaşılan bir durum olarak, eğitimini nereden aldığı belirsiz sertifikalarla “kişisel gelişim uzmanı” ve “yaşam koçu” gibi unvanlarla terapi ve danışmanlık yaptığını iddia eden kişiler bulunmaktadır. Bu insanlar psikoloji mezunlarının kendi mesleklerini icra etmelerine engel olmakla birlikte halkın sağlıklı bir şekilde tedavi veya terapi almalarını zorlaştırmaktadır. Bu durumlar, psikologların “alanlarının talanı”na yol açmaktadır.

Az önce bahsettiğim “alan talanları”nın önünü açan konu ise, hemen hemen bütün psikoloji öğrencilerini ve psikologları derinden yaralayan bir konudur. Yıllardır psikologlar, akademisyenler, psikoloji toplulukları ve öğrenciler “Meslek yasası gelsin!” diye çırpınmaktadır. Psikologların meslek yasasının olmayışı, farklı farklı alanlardan birçok bireyin psikologların yapması gereken görevlere dahil olmasına, psikoloji mezunlarının düşük maaşlarda ve kendi görevlerinin dışında kalan alanlarda çalışmalarına neden olmaktadır. TODAP’IN (Toplumsal Dayanışma İçin Psikologlar Derneği) hazırladığı psikologlar için meslek yasası önerisinde geçen şu cümleler durumu gözler önüne sermektedir: “Günümüzde psikologların çalıştıkları alanlara dair oluşturulmuş yasal düzenlemeler, birçok alanı tanımsız bırakmakta ve psikologluk mesleği icrasının niteliğine ve sınırlarına dair ortak tanımlar içermemektedir.”

Bütün bu durumların herkesi ilgilendirmesinin sebebi de bunun aynı zamanda toplumun ruh sağlığını etkiliyor oluşudur. Günümüzde psikolojik sorunlar yaşayan ve bu konuda destek almak isteyen bireyler, hastanede zorlukla randevu aldıkları psikologlarda en fazla 20 dakika görüşebilmekte ve özel terapi seansları pahalı olduğu için herhangi bir terapi sürecinden geçememektedir. Ülkemizde insanların ruh sağlığına, bir bilim olarak psikolojiye, psikologların haklarına gerektiği önem verilmemektedir.

Gelelim “açık öğretim” meselesine.

Psikoloji alanında verilen dersler teorik eğitimin yanında psikolojik testleri, araştırma ve deneysel yöntemleri, laboratuvar uygulamalarını, staj yapma ve tez yazma gibi deneyim kazandıracak eğitimleri de kapsamaktadır. Bu bakımdan psikoloji eğitimi basite indirgenebilecek bir alan değildir, olmamalıdır. Psikolojinin açık öğretimden verilebilmesi, zaten halihazırda zor şartlarda mesleklerini icra etmeye çalışan psikologlara, mezun olacak öğrencilere ve bu alanda emeği geçen akademisyenlere vurulan bir darbelere yenisini eklemekten başka bir şey değildir, uzun vadede ülkemizde psikoloji biliminin geleceğine etkileri oldukça olumsuz olacaktır.

Dolayısıyla, bu mesele sadece psikolojinin açık öğretim olması değil; temeli çok daha derin ve ucu yine biz bireylere dokunacak bir meseledir. Psikoloji bilimine yapılan haksızlığın iyi irdelenmesi ve bu konunun arada tek tük yapılan tartışmalara dahil olmaktan çıkıp meclise, yasalara girmesi gerekmektedir.

Psikologların hak ihlallerine uğramamaları adına meslek yasasının getirilmesi üzerinde konuşuluyor ve uğraşılıyorken böyle bir gelişme yaşanması üzücü bir durumdur. Psikolojinin açık öğretim olması, bardağı taşıran son damladır ve hem öğrenciler hem de psikologlar bu konuda geri adam atmamaya kararlıdır.

Bu noktada çağrım konuyu meclise taşıyabilecek siyasilere, durumun öneminin duyurulmasına yardım edebilecek sivil topluluk ve derneklere, YÖK üyelerine, programlara çıkabilecek, eksikleri ve yanlışları dile getirebilecek bilim insanlarına, üniversite rektörlerine, kısaca yetkisi olan ve bir şeyler söyleyebilecek, harekete geçebilecek herkesedir.

İçerisinde bulunulan durumun herkesi ilgilendirdiğini, alanında yetersiz ve kaliteli bir eğitime sahip olmayan deneyimsiz psikologların, bireylerin ve toplumun ruh sağlığı üzerinde geri dönülemez hatalara sebep olabileceğini tekrar hatırlatmak isterim.

# YAZARIN DİĞER YAZILARI

Yazar Yaren Köse - Mesaj Gönder


göndermek için kutuyu işaretleyin

Yorum yazarak Sakarya’dan Haber Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Sakarya’dan Haber hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Sakarya’dan Haber editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Sakarya’dan Haber değil haberi geçen ajanstır.

01

Sakaryali - Yurtdisinda verilen uzaktan lisans ve yuksek lisans psikoloji egitimleri hakkinda ne dusunuyorsunuz? Mesela ben istesem Ingilizce bildigim icin bir Ingiliz yada Amerikan Universitesinden 3 yil icerisinde Psikoloji lisans diplomasi alabilirim. Ve bunu hicbiryere gitmeden Sakaryadan yapabilirim. Program sonundada YOK te onaylatip bu alanda calisabilirim.

Yanıtla . 2Beğen . 0Beğenme 18 Temmuz 18:04
02

Yaren Köse - @Sakaryali 01 nolu yoruma cevabı: Oturduğunuz yerden 3 yılda yurt dışı diploması alabileceğinize dair bilginin alt yapısını öğrenebilir miyim? Çünkü yurt dışında temel eğitime destek olarak verilen uzaktan eğitim kurslarının bile sınavları eğitimi veren okullarda yüz yüze yapılmaktadır, buna rağmen eğitimini üç yıl boyunca tamamen uzaktan verebilecek bir eğitim kurumu varsa incelemem için benimle paylaşırsanız memnun olurum. Yine de aynı Türkiye'de TPD'nin yaptığı gibi Amerika'da APA' nın kaliteli eğitim veren kurumları akredite ettiğini, iş fırsatlarının da bu kaliteye göre değiştiğini bilmenizi isterim.

Bunun yanında, kaliteli ve nitelikli eğitimi yurt dışında yaşıyor olsanız dahi örgün eğitimle veren kurumlardan alacaksınızdır, kaldı ki bahsettiğim sorun da tam bununla ilgili. Batıda uzaktan eğitim veriliyor diye bizim bunu uygulamamız doğru olacak değildir, ülkemizde psikologların yaşadığı mağduriyetler, işsizlik, araştırma yapmak için tanınan imkanlarının kısıtlılığı, alan dışından mesleğe müdahale gibi zorlayıcı durumları görmek zor olmasa gerek. Bana göre en temelde eğitim sistemindeki farklılıkları sorgulamadan böyle bir karşılaştırma yapmak doğru değildir. Sorunuza tekrar dönecek olursak bu şekilde bir diploma almanın bahsettiğiniz kadar kolay olmadığını düşünüyorum çünkü böyle bir eğitim alsanız dahi YÖK'ten denklik diploması almak bir sürü aşamadan geçmeyi gerektirir. Hadi diyelim böyle bir şey başardınız, aldığınız eğitimin kalitesi yine tartışmaya açıktır.

Yanıtla . 4Beğen . 0Beğenme 18 Temmuz 19:57